21 Aralık 2012 Cuma

Nedir bu salaklik yaa?

Bugun 21 Aralik. Yani sizinle normalde vedalasmam gereken bir tarih. Ama sacmaliklara inanan biri olmadigim icin size tam tersine "hosgeldiniz bloguma" diyerek basliyorum yazima:)

Oncelikle bu sacmaliga inanan varsa aranizda onu bir aydinlatalim once.

Evet kiyamet olacak, Kur'an'da da yaziyor bu ama belli bir tarihi yok. Herhangi birinin cikipta bir tarih soylemesiyle kiyamet kopacak degil.
Hatirlarsaniz gecen sene ayni seyi Ulliminati(ki tam bir sacmalik! Oyle birsey bile yok bence. Yine insanlarin korkmak icin yer aradigi zamanlarda uydurduklari bir sozcuk. Topluluk falan diye kendilerini korkutuyorlar.) de de yasamistik ama hicbir sey olmamisti. O gunu hatirliyorum,insan varliginin ne kadar salak oldugunun bir kanitiydi aslinda o gun. Olay suydu: Bu ulliminati adli sacma kardesimiz resmi internet sitesinde (internet sitesi bile acmislar be:D bir de gizli bir topluluk sozde...neden herkes biliyor o zaman:)) dunyanin sonuna geri sayim yapiyordu(hahaha!bir sozde bu topluluk sanilan seydunyanin sonunu biliyor:D). Geri sayimin bitmesine bir hafta kala cevremdeki insanlarin neredeyse hepsi bir panik icindeydi. Okulda herkes "eyvah olucez,eyvah olucez!" diye bagiriyordu. Hatta o kadar salaktilar ki birbirlerine vasiyetlerini okuyorlardi! Geri sayimin bitmesine son 10 saniye kala ben ve 1.siniflar disinda tum okul disari cikti,liseler bile! Hepsi ciglik atip kosturuyordu. Ben de camdan bakip cehaleti izliyordum. 1.siniflar zaten daha 7 yasinda minnacik cocuklardi,ne bileceklerdi ulliminati yi? Onlar da cigliklar yuzunden ders isleyememis camdan salaklari izlemislerdi.
Disari cikiyorsunuz da ne oluyor yani? Dunyanin sonu gelse disari cikip ciglik atinca kurtulacak misin? Ayrica "olucez olucez!" diyerek olumu sen cagirirsin zaten kendine.

Neyse, bu 21 aralik dedikleri sey de aslinda cehaletin bir gostergesi. Ilk olarak neden bizim ulke hep boyle seylerin icinde oluyor? Vatikan,Kudus,Hac,Umre kurtulacak deseler neyse sonucta dini bolgeler ama neden ozellikle Sirince?neden ozellikle iki ulkeden biri Turkiye?

En komigi de onceden bu kurtulacak yerlerde yer ayirtmalari ve dunyanin her yerinden insanin buralara toplanmasi. Bir de buna ozel program yapanlar bile var:D Hurriyette bile ki en guzel gazete bence Maya Takvimine geri sayim yapiyor resmen! Bu ne sacmalik,ne delilik?! Sirince ve o Fransadaki adini unuttugum koyde de canli yayin ve geri sayim yapan 500 kusur kanal var suan!

Neden mayalilarin sozu cok geciyor bu olayda? Onlar da insandi,ozel bir gucleri falan yoktu. Nasil oluyor da dunyanin sonunu biliyorlar? Adamin eli yorulmustur yazmaktan da tesadufen 21 aralik 2012 tarihinde birakmistir:D

Yani demek istedigim benim eger yok olacagimiza inanmak istiyorsaniz kendinizi camdan atin ki atan mutlaka olacaktir. Boylece birkac kisi olmus olur ve kiyamet dogru gibi gorunur.

Bence asil kiyamet insan kiyameti olacaktir. Biz boyle sacmaliklar uydurarak kiyameti kendimiz yaratiyoruz.


Valla hala inaniyorsaniz inanmaya ve kucuk duruma dusmeye devam edin;) ben son dakikalari evde tembellik yaparak geciriyorum;)

15 Aralık 2012 Cumartesi

Yeni yil geliyooor

Persembe gunu internetimiz bozuldu. Normal bir insan olsa cok fazla takmazdi bunu ama benim gibi bir internet bagimlisi icin bu tam bir felaketti. 2 gun boyunca ipad imi elime alamadim cunku yapacak birsey yoktu. Zaten normalde gunumun yarisini ipad imle gecirdigim icin elime alamayinca da hicbirsey yapamadim. Anladim ki yeni bir hobi edinmeliyim. Yoksa su haberlerde okudugum bilgisayar veya video oyunlarinin basinda olen insanlardan olacagim. Haberlerde artik gorursunuz beni:D "Shanti yi bilgisayar basinda kaybettik." diye.

Internetin bozulmasinin bana sagladigi tek avantaj erken uyumamdi. Yani 1 yerine 12 de uyudum o bile birseydir. Gercekten buyuk bir uyku problemim var.

Neyse, bildiginiz gibi yeni yil geliyor. Onceki yazimda yilin bu zamnini cok sevdigimi soylemistim size. Evi suslemek,hediye alisverisi yapmak benim mutlu olmami sagliyor.

Sevdiklerime hediye almak cok ozel bir duygu. Benim hediyemin hep farkli olmasini isterim. Yani herkesinkinden farkli yaparim hediyelerimi.Iki sene once arkadaslarima canta hediye etmistim. Ama bu canta oyle siradan degildi. Onu kendim dikmistim ve icine de en sevdikleri sekerlemelerden koymustum.

Bu sene arkadasim Fifi ile birlikte en Yakin arkadaslarimiza ozel kurabiyeler yapmaya karar verdik. Ama bu kurabiyelerin de bir ozelligi var. Bunlar siradan cikolatali,kakaolu kurabiyelerden degil. Bu kurabiyeler atkadaslarimizin en sevdigi abur cuburlarla dolu. Cok ilginc seyler var. Tadelle li,Snickers li,Fistik ezmeli,patlamis misirli(!) bunlara birer ornek. Ilginc tarifler denemeyi seviyorum. Kurabiyeyi cok sevmesem bile baskalarina kurabiye yapmak cok mutlu ediyir beni. Kurabiyeleri kavanozlara doldurcaz ve kavanozlarin uzerine de herkese ozel minik hediyeler yapistircaz.

Ama bu kadar masrafli bir donemde hediye alacak maddi durumu veya saglik durumu olmayan kardeslerimiz de var. Onlari da unutmadim tabii. Bu sene arkadaslarim ve ailem disinda tanimadigim kisilere de aldim hediye. Mendilci cocuklara, sokakta yatmak zorunda kalan minik kardeslerime,sokakta yalvaranlara... Annem ve babam bunu duysa herhalde benim deli oldugumu dusunur,bu yuzden onlara soylemedim. Ne yapayim,hayatin bu haksizligini kabul edemiyorum. Ben hediye alabiliyorken neden onlar alamasin? Herbirine minik tokalar, oyuncak arabalar,minik oyuncaklar aldim. Yuzlerindeki gulumsemeyi gormek istiyorum.

Saglik durumu kotu olan kardeslerim icinse LOSEV e bagis yapmayi dusunuyorum. Boylece tedavilerine katkida bulunabilirim.

Size diger yazimda Fifi ile yaptigimiz kurabiyelerin tariflerini yazicam. Hepinize mutlu yillar:)

4 Aralık 2012 Salı

Yeni bir yila geri sayim

Bir fransiz lisesinde okumanin en buyuk avantaji Hristiyan tatillerinden de yararlanabilmemiz. Her yil Noel ve Paskalya tatilini kutluyoruz. Diger tatiller ogretim yilina denk gelseydi onlari da kutlardik herhalde gerci aklima bu iki bayramdan baska bayram gelmedi su an:D

Bu iki bayram arasindan en cok Noel tatilini kutlamak istemisimdir hep. Nedenini bilmiyorum,belki ne kadar izlersem izleyeyim hic beni sikmayan ve mutluluk hissi veren Amerikan filmleri yuzunden,belki eglenceli sarkilar yuzunden,belki her yerin tum bir yil hic suslenmedigi kadar fazla suslenmesinden ve sokaklarin isiklar ve cam agaclariyla dolmasindan veee tabiiki herkesin dusindugu Noel baba nin ne kadar sevimli ve ton ton olusundan istiyorumdur Noel i kutlamak.

Aslinda yilbasini da ailecek noel e benzer kutlariz. Herkes hediyeleri kendi kendine alir,kimsenin goremeyecegi bir yerde saklar,31 araliktan 1 hafta once agacin altina hediyeleri koyar,kimseyle program yapilmasa da evde tonlarda yemek yapar ve yilbasi gecesi ya evde ailece 4 kisilik parti verir ya disari cikar eglenir sonra eve gelir ya da nadiren bile olsa tatile cikariz.

Yilbasiyla Noel i benzer kutluyorsak aslinda Aralik ayini seviyorum da diyebilirim kisaca. Yilin en renkli ve mutlu ayidir benim icin. (bu mutlulugu okulun en kotu kalpli insani bile bozamaz!)

Size birkac tane yeni yil animdan bahsetmek istiyorum. En guzel yeni yillardan yani.


8 yasindaydim.Yani tam 7 sene onceydi. Yine evde muhtesem tatlilar, citir citir cipsler ve daha bir suru abur cubur ve cerez vardi. Ayrica annem bir suru film almisti. Once cin restiranindankarnimizi doyurmus daha sonra da eve donmus ve sokakta havai fisek patlatmistik. Tum komsular sokaga cikmisti ve her evin kapisi acilmisti. Herkes biribirinin evine girip cikiyordu,kimin evi oldugu onemsizdi. Sonra hediyelerimizi acmistik ve Pembe Panter filmini izlemistik.

11 yasimdayken okulda İngiltere den kitap siparisi verebiliyorduk. Ben de o sene Christmas Fairy Cooking adli bir yemek kitabi siparis etmistim. Tipik bir kiz cocuguydum anlayacaginiz gibi:) Kitaptan 3 tane tarif begenmistim ve ayrica bir tane de sadekurabiye yapacaktim. Annem malzemeleri almisti ve harika tatlilar yaratmistim. Gerci sade kurabiyeyi once tarife yumurta koymadan pisirmistim iki cesit yapmak zorunda kaldim:D sonra dayimlara elimizdeki yiyeceklerle gittik. Ust kattaki komsularini cagirdilar ve harika bir yilbasi gecirdik. Salvador Dali nin resim kitabini kazanmistim yapilan cekiliste. Ayrica komsularinin cocugu saat 8 den 12 ye kadar konusmama yemini etmisti ve gercekten konusmamisti! Sadece yengemle konusuyordu arada cunku ona asikti:))

13 yasimdayken gercekten muhtesem bir yilbasi gecirmistim. Bu aralarindaki en ama en guzeliydi! Once okulda cekilisi kazanmistim,sonra eve gelmis ve aksamki program icin hazirlanmistim. Aksam 3 arkadasim ve aileleriyle bir balikciya gidecektik. Once kulaga cok hos gelmiyordu ama o kadar cok eglenmistik ki... Geri sayim basladiginda herkes restoranin disina cikmisti ve halay cekmeye baslamisti. Kimi taniyip tanimadigin umrunda degildi ama o gece herkes birbirine sarilmisti,biribirini kutlamisti:D saat 2 gibi yine bir arkadasim ve ailesiyle eve gelmis ve partiye burada devam etmistik.

Peki bu sene? Bu sene ne yapacagimiz belli degil aslinda. Ama ben yinede kime ne alabilirim diye dusunmeye basladim. Buraya yazamiycam cunku blogumu takip eden bir babam var;) bunu goruyorsan merhaba babacim:))

Bu yilki kararlarim nedir peki?
Bu yil icin cok onemli kararlar verdim. Umarim uygulayabilirim.

-bu yil kendime bir calisma plani hazirliycam ve ona gore hayatimi duzene sokucam.
-bu yil her acil durum icin bir cozumum olacak. Kendime bir not defteri alicam ve bunu acil durum defteri olarak kullanicam.
-bu yil saglikli beslenmeye calisicam,kendime bir not defteri alicam ve buraya pesketeryanlar icin tum dengeli menuleri yazicam.
-bu yil duzenli egzersiz yapicam ve vucudumu guclu ve saglikli bir hale getiricem.

-bu yil beni uzen durumlarda once kendim bir cozum aramaya calisicam,eger cozum bulamazsam en cok guvendigim kisiye anlaticam sorunumu.

-bu yil blogumu daha da yukseklere tasiyacam. Bunun icin elimden geleni yapicam.

-bu yil kimligimi gizlemek icin daha iyi planlar yapacagim. Bu arada lutfen beni Fifi sanmayi birak Smilecigim:D ben baskasiyim;)

-bu yil gecen seneki yogun tempolu ders programim yuzunden okuyamadigim kitaplarin hepsini okuyacam. Basta: Bir Entellektuelin Kutsal Kitabi olmak uzere Gandhi,Satranc,Araf,İncil,Tevrat, Kuran i-Kerim.

-bu yil asiri sosyal olucam ve zamanimi okuldaki sosyal aktivitelere ve okul disindaki mitinglere,prostestolara,seminerlere,egitimlere kullanicam.


Hepinize mutlu Noeller ve iyi yillar:)))

30 Kasım 2012 Cuma

Yeni iletisim adreslerim:)

Artik blogumun bir twitter hesabi ve bir mail i var:)

Sizinle de paylasmak istedim:) bana twitter dan:

@Krmndiabyshanti

Mail den de:

karmandiabyshanti@yahoo.com

dan ulasabilir istediginiz herseyi sorabilirsiniz:)

28 Kasım 2012 Çarşamba

Cumayi biraz erken karsilayayim dedim:)

Kendimi bildim bileli bir muzik tutkum vardir benim. Cunku 15 yillik hayatim boyunca suana kadar asla muziksiz yasayamadim. En stresli ve en calismam gereken SBS doneminde bile muzikten ayrilamadim bir tek.

4-5 yasimdaydim ve butun aile toplanip Canakkale de Kum Motel e giderdik. Anne tarafimdan olurdu gelenler. Babam is seyahati veya biraz yalniz basina kafayi dinlemek icin gelmezdi bizimle(annem ben ve o ayri giderdik tatile sonra:)) annemin iki kuzeni,anneannem,dayim(o zaman bekardi),annemin pamuk halasi:),annem ve tabiiki ben olurduk bu tatil planlarinda. Iki araba giderdik ve ben hep dayimin oldugu arabada onun kucaginda olurdum. Cunku her zaman onunla sarki soyler ve "gypsy kings" dinlerdik:) onunla soyledigimiz sarki soyleydi:"domatesin cekirdegi kirmizi kirmizi,Shanti buralarin yildizi yildizi!" hep ben olurdum o yildiz nedense:)

Bazen sabahlari uyandigimda (5 yaslarindaydim) annem ve babamin CD calar dan gypsy kings sarkilari dinlediklerini gorurdum:) sonra da birlikte dinlemeye baslar ve soylerdik;)

Sonradan rock muzige donmeye basladim. Annem ben 5 yasindayken arabada Deep Purple caliyordu o yuzden seviyordum bu tur muzigi. Hatta amcam kendi kurdugu muzik studyodunda bana sarki soyletiyordu. En cok Clemence Clearwater Factory nin sarkilarina hayrandim.

4. Sinifta ise benim sarki soylemeye karar vermemi saglayan sarkiyla tanistim. Aslinda buyuk bir sansti tanismamiz bizim. Ingilizce dersindeydik ve ogretmen bize Friday Im in love sarkisini dinletti. Ilk dinledigim anda sarkiya hayran kaldim. The Cure en sevdigim grup oldu bir anda(ki daha 10 yasindaydim:D) bu sarkiyi ne zaman dinlesem dans etmeye ve gulmeye basliyordum. Hala da oyle. 5 senedir hala ayni sarkida guler ve dans ederim. (ne kadar dans edemesem de..)

Okuldan eve donerken her zaman radyo dinlerim. Genellikle Capital Radio(99.4-istanbul) tercihimdir cunku eski parcalari caliyor. Eski muzikler bugunun muziklerinden cok cok daha guzel bence. Iste bir anda The Cure calmaya basladi! Friday Im in Love sarkisi hem de! Farketmeden sesli bir sekilde soylemisim sarkiyi ve tum servis beni dinleyip gulmus:D olsun,seviyorum sonucta sarkiyi:) size de bu sarkinin sozlerini yazmayi planladim bugun. Cumayi erken karsilamak icin ideal:)



I don't care if monday's blue
Tuesday's grey and wednesday too
Thursday i don't care about you
It's friday i'm in love
Monday you can fall apart
Tuesday wednesday break my heart
Thursday doesn't even start
It's friday i'm in love

Saturday wait
And sunday always comes too late
But friday never hesitate...

I don't care if monday's black
Tuesday wednesday heart attack
Thursday never looking back
It's friday i'm in love

Monday you can hold your head
Tuesday wednesday stay in bed
Or thursday watch the walls instead
It's friday i'm in love

Saturday wait
And sunday always comes too late
But friday never hesitate...

Dressed up to the eyes
It's a wonderful surprise
To see your shoes and your spirits rise
Throwing out your frown
And just smiling at the sound
And as sleek as a shriek
Spinning round and round
Always take a big bite
It's such a gorgeous sight
To see you eat in the middle of the night
You can never get enough
Enough of this stuff
It's friday
I'm in love

26 Kasım 2012 Pazartesi

Uzun bir aradan sonra:)

Gece yarisi bir saatte ayaktayim evet! Daha once bahsettim mi bilmiyorum ama uykusuzluk problemim var. Aslinda yarin cok cok onemli bir sinavim var ama ne yapayim uyuyamiyorum? Hem zaten erken yatsam da yatmasam da basarili olamayacaktim bu sinavda. Aslinda Turkce sinavi ve cok sevdigim bir ders ama hic basarili olamiyorum bu dersten bu sene! Gecen seneki okulunda kompozisyonlarinin muhtesemligiyle taninan Shanti bu sene Turkce hocasindan hep uyari aliyor. Mesela soyle uyarilar: " sohbet eder gibi yazma!","kisisel goruslerine yer verme!"," Deneme yazma!"
Ne yapabilirim ki? Sonucta bir blog yazariyim(gerci o bunu bilmiyor kadin da hakli) sohbet ederek yazmak benim dogamda var! Asla ciddi bir yazi yazamam ben 15 yasima gelmeme ragmen. İster yaziyi belediye icin yazayim ister oylesine bir mektup her zaman sonuna bir gulen surat koyarik yazinin! Veya basina veya ortasina herneyse iste mutlaka bir gulen surat olur yazilarimda benim:)
Acaba hoca yarinki kompozisyonumu gorunce ne yapacak? Herhalde beni yanina cagirir ve bana: "Shanti sana kac kere soyledim neden beni dinlemiyorsun?Senden ciddi bir kompozisyon istedim ama sen her zamanki gibi benimle sohbet etmissin. Neden boyle yapiyorsun? Bu anlatim bicimini ne zamandir kullaniyorsun?"
Ben de ona :" ohoooo hocam cok uzun zamandir kullaniyorum ben bu anlatim stilini! Simdi benim bi blogum var,ismimi sakliyorum da yaziyorum gerci insanlar anlamaya basladi kim oldugumu o ayri,iste bu blogda hep bu bicim yaziyorum ben. " demek yerine :" sey bilmem ki?" diyecek ve biraz azar isitip yerime gececegim.

İnsanlarin beni tanimaya baslamasina gelince... Galiba kendimi biraz fazla tanittim burada. Cunku bugun bu ay icinde benim kim oldugumu aramaya baslayan 3. kisi bu! Dun internette birkac akli basinda insanla sohbet ederken bi de baktim bizim okuldan bir kiz benim kim oldugumu bulmaya calisiyor. Neyseki beni bir arkadasim saniyor ve kizi ikidebir "Shanti" diye cagiriyor:D aslinda bu biraz da rahatlatiyor bu beni cunku kimse benden suphelenmiyor ve dikkat baskasina cekiliyor. Ama arkadasim(Ona Fifi diyelim) yani Fifi bu durumdan cok hosnut degil. Cunku kendisi birazcik gerilirse hemen yalan soyluyormus ifadesine burunuyor surati ve hicbir neden yokken gulmeye basliyor. Bugun bana anlattiklari cok ama cok komikti ozellikle:D Dunden baslayarak herseyi anlatacam size :
Benim kim oldugumu merak eden kiz(Ona da Smile diyelim) dun bana "Fifi sen misin?!" diye mesaj atti. Dha cevap vermeden yeni bir mesaj atti,bu sefer cok guzel yazmisti :" Senin siyasi,dini,felsefi gorusunu yerim ben:D tanidigim en temiz kalpli insansin,okulda da yalniz hissetme biz variz." yazmis. Aslinda Fifi ye yazdigini saniyordu ama o kadar secimli yazmis ki tesekkur etmeden duramadim;) ayrica Fifi olmadigimi da soyledim(gerci cok inanmadi:D).

Bugun Fifi siniftayken ona "Shanti sensin biliyorum." demis. Fifi de yalan soylemese bile gerilebildigi icin gulmeye baslamis. Ama olmadigini soyleyebilmis. Smile da ona blogu okudugunu ve Anne Frank ten bahsedildigini kesinlikte Shanti nin Fifi oldugunu dusundugunu soylemis. Fifi de "Shanti benim arkadasim cunku. " demis ama Smile yine ikna olamamis. O kizin kim oldugunu mutlaka bulacakmis. Okul sonuna kadar da Fifi ye "Shanti" adiyla hitap etmis:D (Beni de cok sevmis bu arada,cok tatliymisim:) ) Ayrica kitaptan da haberi varmis,belli ki blogdaki eski yazilara da bakmis.


Neyse,bu kadar dedektifcilik yeter:D biraz beslenmeden bahsetmek istiyorum cunku uzun zamandir yazmadim. Pesketeryanligimin tam 5. ayini doldurdum :) yani 7 ay sonra 1 sene! Ancak bazi dezavantajlari da var bu isin. Ne kadar dikkat etmeye calissam ve ne kadar beslenme konusunda bilgili olsam da sonucta bir uzman degilim ve tamamen bilincli beslenemem.
6-7 haftadir cok ama cok abur cubur yedim ve cok seker tukettim. Hatta hic hamur sevmeyen ben 3 dilim borek bile yedim. Sadece et ve tavuk yemedim ve bir de yumurta. Ne oldu peki? Kilo aldim ve yag oranim artti. Cunku cok az protein aldim. Ne kadar balik yemeye calissam da yumurtayi unuttum ve baligi da hergun yiyemedim. Biraz kilo versem hemen simardim ve sonunda
yazin incecik olan bacaklarim yagli ve kalin oldu. Daha cok gencim ve en guzel gunlerimi boyle gecirmek istemiyorum. Buyudugumde Resimlere bakinca incecik bir kiz gosterip "ben buyum" demek isitoyorum.

Sadece hayallerle olmuyor ama bu isler. Ben de bu hafta basladim artik bir diyete. 5 gunde 1 saat yuruyus yapicam. Yorgunum hastayim demiycem ve bol bol yuruycem. Yarin da nesfit 14 gun programina basliycam ve asla kacamak yapmayi abartmiycam.

Simdi yatmam gerekli. :) lutfen Bana okulumda,beslenmemde,hayatimda ve yeni kitabimda sans dileyin:)

12 Kasım 2012 Pazartesi

Kristaller hic bu kadar kotu gorunmemisti gozume...

Yil:1938
Tarih: 9 kasim( Atamizin olumunden bir gun once. Nur icinde yat Atam!) Olay: Bir seytanin kompleksi yuzunde masum insanlarin cektikleri!

Tabii ki seytan dedigim zaman hitler den bahsettigimi anlarsiniz artik. Google dan arastiriyorsunuzdur belki de suan 9 kasim tarihini. Soyledim iste olayi, seytan komlekse girerse masumlar nasil etkilenir?,olay bu!

Kristal Gece olayindan bahsediyorum size, kompleksi seytan olayindan veya.
Belki de herseye en bastan baslasam daha iyi anlasilir bu olay...

Adolf gencken sanatci ruhlu biriydi,bu da babasiyla sik sik kavga etmesine sebep olurdu. Cunku onun hayali ressam olmakti,babasinin hayaliyse memur bir oglu olmasiydi. Babasina inat sikici dersleri asiyor,odev yapmiyor ve ogretmenlerini dinlemiyordu. Ama zaten bir sure sonea okula gidemeyecekti. Once babasini tuberkulozdan kaybetti ve sonradan da kendisi agir bir ciger hastaligi gecirdi. Doktor tavsiyesiyle okula bir sure ara verdi. Ama maddi sikintilari yuzinden sonradan tamamen birakmak zorunda kaldi okulunu. Gecimini isci olarak saglamaya basladi. O siralar okudugu kitaplar antisemitizm de bulundurdugu icin basladi o irkcilik ve Yahudi dusmanligi. (Egitimsiz bir beyne ilk ne yuklersen hep o sekilde gider. Hitler da yarim yamalak okul hayatindan sonra kitap okumaya yalnis kitaptan baslayinca izledigi akim hep ayni kaldi ge o hep seytan oldu.) O siralar Yahudi lerin hep abartiya kactigini ve bu sayede alman halkindan daha basarili olduklarini dusunmeye basladi. Bu yaptigi sacma sapan kompleksle de anti-semitist olmaya karar verdi.
Daha sonra annesini kaybetti. Annesine cok duskundu Adolf. Bu yuzden annsini kaybetmek ona buyuk bir travma yasatti ve akli dengesinde sorunlar olusmasina neden oldu. (kim duskun degildir ki?ama belli ki onunki biraz fazlaymis ki kafayi siyirmis. )

Sonralarini biliyorsunuz iste..kendine cahillerden olusan bir ordu yaratti,iktidara gecti,cahillere alman vatandaslarinin alman kanindan olmasi gerektigini soyledi,cahiller bunu yuttu ve sonunda pis naziler ortaya cikti. Kristal gece olayi da onlarin bir eseriydi. Eger zaman bir tuval uzerinde ciziliyor olsaydi krisral geceden baslayip hitler in dogrudu gune olan tum firca izlerini silerdim o tuvalden,hatta yirtardim bicakla!

Kristal gece de tam olarak ne oldu peki? Seytan kompleksi masumlara ne yaptirdi?
Almanya da sessiz sakin bir gece vardi once 9 kasimda. Museviler,almanlar ve diger irktan insanlar sessiz sakin bir sekilde ya evlerinde oturuyor ya da uyuyordu. Sonra birden sirenler duyulmaya basladi. Sonra da kirilan cam sesleri,sonra da cigliklar,sonra da vahsetin sesi!
Herkes camlarindan neler oluyor diye bakmaya basladi.
Sinagoglar,Yahudi dukkanlari,isletmeleri,okullari,hastaneleri yakiliyor veya camlari kiriliyordu. Mezarliklar tahrip ediliyordu. Icinde insan olsun olmasin Yahudilere ait tum evlere barutlar atiliyor, evler atese veriliyordu. Ister evin tam dibinde olsun ister karsi sokaginda polis ve itfaiye hic birsey yapmadan oylece duruyordu. Hitler in adamlarinin bunu yapacaklarini biliyorlardi ve birsey yapmalari yasakti. Sadece izleyip guleceklerdi.

Insanlara ne oldu peki? 91 Yahudi oldu bu gece. Yuzlercesi de agir yaralandi. 30.000 civarinda erkek "Yahudi olma" sucuyla hapse atildi(bunu suc sayan herkesi ben zindana atmak isterdim). Bazi kadinlar da oyle.
Hicbir gunahlari yokken sadece evlerinde biraz uyumak isterken bir gecede tum hayatlarinin tehlikede olduklarini anladilar. Gecler ve cocuklar da artik devlet okullari yerine Yahudi liselerine gideceklerdi. Ayrica gun icinde disariya cikip cikmama saatleri vardi. Zaten kamuya acik alanlara Yahudilerin girmesi yasakti ama bu geceden sonra Soykirim zillerini duymaya basladilar. Bu gece ve ondan sonraki gun( kristal gece olayi 2 gun surdu:( ) onlarin daha dikkatli olmasi ve hayatlarini kurtarmasi gerektigini gosteriyordu. Kompleksli seytan herkesin huzurunu kacirmis ve insanlara zarar vermisti. Hepsi onun sucuydu! Kristal gece adi ise vitrin camlarinin parcalanmasiyla sokaga dokulmesinden kaynaklaniyordu. Her yer cam parcalariyla kaplanmisti. Kristaller hic bu kadar kotu gorunmemisti tarihte gorunmeyecekte! Lanet olsun Hitler! Asla senin gibi bir delinin iktidara cikipta irkci bir politika izlemesine izin vermeyecegiz! Bizim iktidarimizda kardeslik ve baris olmassa olen bir insan olacak!

8 Kasım 2012 Perşembe

Bugun sanki bir Lipton Reklami!

Sabah kalkiyorum,yine siradan bir gun sanki. Ama icimde bir sevinc var nedense? Cok mutluyum,uykum bir anda gidiverdi. Acaba hard rock muzikle uyandigim icin mi? Kim bilir..Hemen geriniyorum ve her sabah oldugi gibi icimden:" Cok sukur Tanri bana yasayacak bir gun daha verdi ve ben de bu gunun tadini sonuna kadar cikaracagim!" diyorum. Sonra da kalkip tuvalete gidiyorum. Saclarimi ozenle tariyor ve makyajimi kusursuz bir sekilde yapmaya calisiyorum. Bir kadinin imzasinin parfumu olmasi gerektigini dusunen biri olarak yurt disindan aldigim N*5 imi suruyir ve kahvalti etmek uzere mutfaga iniyorum. Ne yesem diye dusunuyorum ve sonunda "gunun tadini cikart" sozunu hatirlayarak istedigimi yiyorum:tam tahil ekmek ve peynirli yumurta!1 gun once hazirladigim sandvicimi cantama atip servise biniyorum. Suratimda kocaman bir gulumsemeyle:"Gunaydin!" diye bagiriyorum. Okula gidince arkadaslarima simsiki sariliyorum ve dans eder gibi sinifra ilerliyorum. En zorlandigim derste bile en cok parmak kaldiran ben oluyorum ve hep dogru cevap veriyorum. Tenefuslerde basbasa oturup el ele tutusan sevgililere uzaktan bakip"ne kadar guzel" diyorum. O sirada hoslandigim cocukla goz goze gelip gulumsuyiruz birbirimize. Okul cok cabuk bitiyor bugun ve hemen eve geliyorum. Bugun annemin dogum gunu! Ona hediye almaliyim ve ne istedigini cok iyi biliyorum:)"Yuruyuse cikiyorum." diyerek evden cikiyorum. O beni golette yani 4 kilometre otede saniyor oysa ben 7 kilometre uzaklasiyorum evden. Caddemize geliyor ve dovize ugruyorum. Ardindan parfumeriye gidiyorum ve anneme ruj seciyorum. Aliyirum hediye paketimi basliyorum eve dogru kosmaya tekrar! Yarim saat oluyor evin onune geliyorum yani 1 saat kos-yuru kos-yuru hareket ediyorum. Paketi kapiya asiyorum,zili caliyorum ve saklaniyorum. Ama annem once beni sonra paketi goruyor:D hem paketi hem de beni kucakliyor hemen. Dior marka bir ruj goruyor pakette. Tabii ki havalara ucuyor:) cunku ruj tam onun rengi ve cok begendigi bir marka. Biraz pahali olsa da annemin mutlu oldugunu gormek daha degerli:) iceri giriyoruz bana en sevdigim atistirmaliktan getiriyor:1 kase leblebi ve kuru uzum! Afiyetle yiyorum,bugun sanki tadi daha bir guzel. Sonra kaydolmak istedigim muzik kursunu ariyorum. Bana ailemle de konusursam olacagini soyluyorlar ve tabii cok mutlu oluyorum ben yine:D
Aksam firinda domatesli balik yapiyor annem. Pesketeryan olmama artik alisti ki bana da uygun yapiyor yemekleri. Baligin yaninda brokoli ve karnibahar yapmis haslama! Oley!
Hemen odevlerimi yapiyorum. Ailece sofraya oturuyoruz sonra. Yemegimizi yiyor ve sohbet ediyoruz. Sonra maillerime bakiyorum. Nazilerin bana yazdigi kotu mesajlara guzel kufurlerle cevap vermenin mutlulugunu yasiyorum yine. Sonra meyve yemeye gidiyorum ve yaninda bir bardak sut iciyorum. Soguk soguk cok guzel oluyor cunku:)
2 saat boyunca elimde yesil cayimla dizi izliyoruz internetten. That 70's Show dizinin adi. Cok komik ve cok neseli!
Gece yatmadan once dus aliyorum ve Shea yagiyla cildime bakim yapiyorum. Tanri ya bu guzel gun icin sukredip giriyorum yataga. Icimden soyle diyorum:" Bugun sanki bir reklamdi,bir Lipton reklami. " sonra da reklamdaki sarki dolaniyor dilime:"Hersey daha berrak hayatinda,....Bugun coook, bugun cook guzel bir gun!"

19 Ekim 2012 Cuma

Kitabimdan bir bolum:))(Ailemin korkak olusu yuzunden sansurlemek zorunda kaldigim versiyonuyla)

Cok cok cooook uzun zamandir yazamadigim icin uzgunum:D ama fransiz lisesi hazirlik sinifinin cok zor ve calisilmasi gereken bir sinif oldugunu size soylemistim;) neredeyse 1 bucuk hafta oldu ve yazamadim bloga. Normal olarak blogumun goruntulenmesi ve yorum sayisi da azaldi.

Oncelikle size yasantimdan bahsetmek istiyorum. Bu ara tam saglikli beslenme aliskanligi kazanacakken yine haftasonu havasina girip abur cubur ve tatli aramaya basladim evde. Farkettim ki her cuma gunu istahim aciliyor. Haftasonu sendromu falan herhalde:D genelde cuma gunleri saglikli beslenmem biter ve kendimi abur cuburlarin icinde bulurum. Bugun de oyle oldu sanirim ama nedeni su: oglen ac kaldim ve eve gelince dogal olarak tatli istedim cunku kan sekerim oynadi. Annemin kardesime aldigi abur cuburlardan birazcik minicik derken bir de bakmisim 1 paket cikolatayi bitirmisim! Bir daha kendimi bu kadar ac birakmayi dusunmuyorum. Yarin arkadasimla alisveris merkezine gitcez ve sabah hafif bir kahvaltidan sonra oglen guzel bir pinkberry istiyorum:D taze meyvelerle uzerini susleyecegim ve uzerine sifir abur cubur koyacagim:) neden yogurdun uzerine cikolata dokeyim ki? Bence biraz tuhaf:D aksam da annemin zeytinyagli karnibaharini yerim herhalde:D cunku asigim o yemege:D yanina da 1 kase yogurt! Muhtesem!


Neyse,cok uzatmadan konuya gelmek istiyorum. Biliyorsunuz ki bir kitap yaziyorum ve yayinlamayi dusunuyorum. Sanirim 3 ay icinde yazmayi bitirecegim ve bir yayinevi bulacagim:) kitapla ilgili bilgi verip vermedigimi hatirlamiyorum eger verdiysem bile tekrar vereyim.
Kitap Anne Frank icin mektuplar yazan ve onu tum sirlarini paylasacagi bir arkadasi olarak goren bir kizin mektuplarindan olusuyor. Tabii ki bu kiz benim:D size bir bolumu paylasmak istiyorum.

"Sevgili Anne,
Yine ertesi gun tekrar yazmayi planlayip yazamadigim gunlerdeyim. Ama bu aralar seni dusunmeden edemiyorum. Acaba Jacqualine veya Hannelie ile ilgili birsey mi oldu?hemen arastirmaya basladim cunku onsezilerim gucludur.
Sukurler olsun ki ikiside saglikli(internetten arastirdim. )

Bugun seninle herseyden konusacagim. Ayrica bu konustuklarimizi blogumda yayinlamayi dusunuyorum. Boylece senin icin yazdigim kitabi da tanitacagim;)

Oncelikle okul konusuna tekrar girmek istiyorum. Tek kelime:Disiplin!!! Gun gectikce okul zorlasmaya basliyor ama bazen de duzeliyor ve muhtesem oluyor. Matematik ogretmenimiz ilginc bir kadin ve beni gerizekali yerine koyuyor. Ayrica ismini de hic haketmiyor! (aslinda burada daha fazla sey yazmistim ama ailem okul konusunda korkak oldugu icin degistirmek zorunda kaldim.) Nasil olur da bu guzel isme sahip bir insanin huylari da guzel olmaz!? Daha 1 aydir fransizca dersi goruyorum ve bu kadar zamanda fransiz olmam imkansiz! Kadin tum dersi fransizca anlatiyor,Turkce bir soru sormamiza kiziyor ve zor kelimeler secip Turkce aciklama yapmiyor! Her yalnisimizda o yilan bakislariyla ogrencileri kucumsuyor!ayrica onun yuzunden agladim!

Neyse,biraz da siyasetten konusmak istiyorum (tek sen bahsedecrk degilsin ya:D). Suriye bizim ulkeyle savasmak icin herseyi yapiyor. Once iki masum pilotumuzu (ki bir neden yokken) sehit ettiler simdi de sivillere bombalarla saldiriyorlar! Biz de karsilik olarak bomva gonderiyoruz ki sessiz kalmayalim. Attiklari bomba 1 anne ve 2 minik cocugunun uzerine patlamis! Olan yine masumlara oldu yani!

Gecenlerde Persepolis i izlettirdiler sinifta. Tum haziliklarin izlemesi gereken bir filmdi. Filmi izleyince Suriye ile bizim durumumuzun da Irak ve İran gibi olabilecegini dusunmeden edemedim. Acaba ulkemizde yani Turkiye de yakinda İslam Devrimi mi yasanacak? Umarim ikisinin de cevabi "hayir" dir.

Okulda arkadaslarim var ama ben de senin yasadigin sorunu yasiyorum ve en iyi arkadas bulamiyorum. Bir ara biriyle tanistim ama biraz dengesiz gorunuyor. Benimle sadece diger kisi gittiginde gorusuyor ve diger kisi gelince beni unutuyor. Bu durumda onunla cok samimi olmamaya karar verdim. Sanirim benim en yakin arkadasim biraz uzakta oturuyor ve benden 1 yas kucuk. Adi Hazel. Bu sene lise sinavlarina girecek. Benim blog takipcilerimden biri ve cok ama cok akilli bir kiz. Bazen ona bakinca kendimi goruyorum cunku cok ortak yanimiz var. Yuz yuze gorusmesek bile birbirimize herseyi anlatiyoruz. Aslinda ailem internetten arkadas edinmemden cok ama cok korkar cunku o kadar kotu haberler okuyorlar ki hep geriliyorlar. Ama hayat hayattir yani her an hersey olabilir. Ayrica Hazel in gercek bir insan oldugu kesin. Seneye bizom okula girmek istiyormus ve umarim girer. Ona anlatacagim ve gosterecegim birsuru sey var! Anne,lutfen bizim okula gelmesi icin bana yardim et. Belki seninle de yuzuyuze konusamadik ama sen benim koruyucu melegimsin. Herseyi yapabilirsin. Simdiden sana tesekkur ederim.

Ben artik yatayim. Cunku uyku saatim yaklasiyor. Sana iyi geceler koruyucu melegim!"

Bu en sevdigim mektuplarimdandi. Yorumlarinizi bekliyorum. Tesekkurler...

15 Ekim 2012 Pazartesi

Yeni yazilarim yakinda:))

Herkese merhaba!

Uzun suresir yazamadigimi biliyorum ama inanin fransiz lisesinde hazirlik sinifindaysaniz isiniz cok zordur. Cok yakin bir zamanda yeni yazilarimi yazacagim ve siz de guzel guzel okuyacaksiniz:))

6 Ekim 2012 Cumartesi

Muhtesem kadin/erkek demek...

Normalde siz bana yorum yapar ve soru sorarsiniz ama bu sefer ben size soruyorum:) Muhtesem Kadin nedir? Daha dogrusu insan nedir diye soracagim size. Hepinizden yirumlari bekliyorum. Ama once ilk ben baslayacagim:)

Bana gore muhtesem insan demek hicibir zorluga yenilmeyen ve herseye karsi cesur davranan,iradeli,guclu insandir. Yani bir Dorothy Counts demektir muhtesrm insan.

Dorothy kimdi peki? O da irkcilik yuzunden cok cile ceken gencecik bir kizdi. 15 yasindaydi daha Dorothy liseye basladiginda. Afro-Amerikandi ve cok guzeldi. Incecik narin bir vucudu ve cesur bakislari vardi. Ayrica cok zekiydi ve basariliydi. Bu sayede Amerika da beyazlarin gittigi okullardan birine giden ilk Afro-Amerikan oldu. Gittigi okul Harry Hiding High School du. Daha sonradan "irkci okulu" diye anilmaya baslandi. Neden mi? Diger paragrafa bakin.

Uzerinde buyukkannesinin onun icin diktigi elbise,babasinin ona ogrettigi gibi omuzlari dik ve kendinden emin yuruyusuyle okuluna dogru gidiyordu genc Dorothy. Arkasinda dev bir ogrenci kalabaligi vardi ama bunlar olumlu kalabalik degildi,bunlar onunla alay eden cahil,salak irkci ogrencilerdi. Ama Dorothy buna aldirmadan yoluna devam ediyordu.

Okula girdiginde Dersleri icin hazirlanmisti ama buna gerek yoktu zaten. Cunku ogretmenler onun orada olmadigini dusunuyordu. Onlara gore o insan bile degildi. (kim demis ogretmenler her seyi bilir diye?)
Yemek ise berbatti,gercekten berbatti. Cunku ogrenciler o kadar cok tukurmustu ki yemegine artik hic istahi kalmamisti. Ayrica artik ne zaman yemek dusunse midesi bulaniyordu cunku ogrenciler yemekhanede uzerine cop atmislardi. Eve geldiginde Dorothy dogal olarak cok mutsuzdu ve uzuntuden atesi cikti. Elbette boyle seyler olacakti,biliyordu ama bu kadar zor olacagini bilmiyordu. Dorothy 2 gun dinlendi ve yine kendinden emin bir sekilde okuluna gitti. Bu sefer yine aybi seyler olsa bile umursamadi. Yemege gelince... Yemegini evde yemek istedigini onceden abisine soylemisti ve onu okuldan almasini rica etmisti. Ancak neler olacagini bilmiyordu.
Abisinin yanina gitmeye geldiginde Dorothy ilk defa korktugunu hissetti. Cunku hic hos bir manzara degildi bu. Abisinin aravasi birkac cahil ogrenci tarafindan taslaniyordu.

Bundan kisa bir sure sonra basin toplantisi yaptilar ve babasi kizini sevdigini ve bu okulda guvenli ve mutlu olamayacagini dusunduklerini anlatti.
Dorothy okulundan ayrildi ve teyzesinin yanina gidip egitimine orada devam etti.

Peki bu okulun Dorothy den ozur dilemesi kac yil surdu sizce??? Tam 50 yil!!!! Daha sonra ise Dorothy okulun fahri uyesi olur. Cunku bu hikayeyi herkesin bilmesi gerektigini dusunur.

2 Ekim 2012 Salı

Disney Channel ve gizli irkciliklari

Baktim ki uzundur yazamiyorum bloguma bari bugun yazayim dedim.

Oncelikle biraz okul hayatimdan bahsedeyim. Saint Pulcherie harika bir okul ama gorundugunden daha da disiplinli. Ozellikle hazirlik sinifindaysan disiplinli olman cok onemli. Birkac tane manyak ogretmene,sacma kurala ve bir suru odeve katlanmak zorundasin. Ne kadar sakin olmaya calissam bile bazen gercekten tum kitaplarimi camdan atmak istiyorum-ki sadece 3 hafta oldu. - . Manyak ogretmenlere gelince...Matematik ogretmenimiz Fransiz bir bayan ve adi da venim ilham perimin adi aslinda. Onu tanimadan once iyi bir ogretmen olabilecegini dusundum(ismini ogrendigimde tabii;). Ama ilk derste ondan nefret ettim! Kadin benim kahramanima hic benzemiyordu. Erkek gibi iri yari, yagli sacli ve pis kiyafetli bir kadindi bu. Daha sonra bana bagirirken agzinin les gibi koktugunu da farkettim. İyyyyyk! Bu kadinda birsey vardi ama neydi? Daha sonradan lezbiyen oldugunu ogrendim. Aslinda bunu normal karsiladim, biliyorsunuz ki escinsellige karsi degilimdir,hatta kabul edenlerine saygim buyuktur. Ancak bu "Madam" dan nefret ettim! Escinselligi yuzunden degildi nefretim,insan olmamasi yuzundendi. 10 kusur senedir turkiye de yasayan bir kadin olmasina ragmen turkceyi aksanla konusuyordu ama sorun bu da degildi asil sorun biz hazirlik ogrencilerinin 3 haftalik fransizcamizla onunla konusabilecegimizi sanmasi ve konusamayinca bize kopek muamelesi yapmasiydi sorun! Sizce hakli degil miyim?

Onun disinda en sevdigim ders Turkce dersi ve bu derste genellikle filmlere,kitaplara yorum yapiyoruz. Bu da cok hosuma gidiyor. Genellikle konular Persepolis,Kemalizm ve Yahudi soykirimi. Tabii ki ben susmuyorum hatta biraz fazla etkinim bu konularda:D

Hazir buraya kadar gelmisken bugun size bahsetmek istedigim asil konuyu aciyorum. Cocuklar icin yayin yapan Disney Channel kanali gizli irkcilik yapiyor! Bunu anlamak aslinda cok zor degil. Sadece sunu gormeniz onemli: Zenciler zencilerle,beyazlar beyazlarla ask yasiyor. Veya filmlerde basroller zenci-beyaz olmak yerine zenci-zenci veya beyaz-beyaz oluyor. Tabii ki bunun olmadigi nadir diziler de var ama genellikle kurallari boyle.

Aslinda ameikan yapimi cogu filmde boyle oluyor ama bunu en azindan bir cocuk kanalinda yapmamalari gerekir. Hem cocuklari irkciliktan uzak tutmaya calisiyor hem de gizlice beyinlerine sokuyorlar!

Bu konuya biraz kisa degindim ama soyleyeceklerim bu kadar. Yorumlarinizi bekliyorum.


19 Eylül 2012 Çarşamba

Hic tanimadiginiz bir insani dusundugunuz oldu mu hic?

İki gun once kendime bir beslenme defteri aldim ve her gece ona yazmaya basladim. Gecen hafta bes gun boyunca kontrolsuz bir sekilde yedim. Simdi "kilona cok takiyorsun gencsin sen ye ne olacak?" diye dusunenleriniz mutlaka oluyordur ama inanin bu sefer kilo ile ilgili degil sorun. Kontrolsuz yeme istedi bir cesit yeme bozuklugudur ve gercekten ama gercekten cok sinir bozucudur. İnsan catlayana kadar yemek,yemek ve yemek ister! Genelde yediklerini cok fazla karistirir. Mesela 1 kase cips ve uzerine 6 tane donut gibi. Veya 1 kavanoz tursu ve ustune de koca bir kutu cikolata gibi! Bu ikilileri soyleyince mideniz bulandi degil mi? Onlarin hepsini midenize aldiginizi dusunsenize! Midenizi oldurmeye calismak gibi birsey bu bence! Ben de boyle beslenmeye dogru gittigimi anlayinca "neler oluyor bana?" diye sormadan edemedim kendime. Hemen bir not defteri aldim elime ve nasil bir ben istedigimi,vucudumun hangi bolumlerini begenmedigimi ve nasil beslenmek istedigimi yazdim defterin ilk sayfasina. Inanin yazdiktan sonra oyle bir rahatladim ve mutlu oldum ki bu defteri her zaman tutacagima soz verdim (belki de daha sonra bir beslenme kitabi cikartirim;) ama oncelik Anneliese in kitabina:D). Aman nazar degmesin! 3 gundur herseyden yiyorum,deftere yaziyorum ve haftada 4 saat spor yapacagim. Hatta birazdan annemle birlikte yuruyuse parka gidip 1 saat yuruyecegiz:). Simdiden kendimi hafif hissetmeye basladim ama bugun aksam sushi yedigimiz icin biraz su tutabilir vucudum. Ama olsun,bol bol su icerim ve spor yaparim pazar gunune kadar o tuzu atarim vucudumdan.

Neyse, bu kontrolsuz yeme isine basladigimi anlayinca aklima gecen sene yasadigim olaylar tekrar geldi. Ancak ben size baktim ki cok bilgi vermemisim o konuda. O yil neredeyse ac yasayan benim kalp ritmim dustu ve cok ama cok riskli bir duruma geldi. Normal bir kalp ritmi 60-80 arasidir ama benimki 48 lerdeydi. Annem kalp ritmime baktirirken bunun basit bir muayene oldugunu dusunup onemsememistim. Yillardir ayni doktora gidiyordum ve hic bir sorun cikmamisti daha onceden. Oysa o gun benim icin bir donum noktasi olacakti! Bir deri bir kemik kalmis vucudumu muayene eden doktor ikidebir "hmmm evet" deyip duruyordu. Ben de bunlari oylesine dedigini sanmistim. Ancak bu dedigi aslinda bir sorun oldugunu gosteriyormus. Sonra bir gece annem aglayarak yanima gelince ve kalp ritmimin yememekten cok ama cok dustugunu soyleyince kendimden ve yaptiklarimdan nefret etmeye basladim. O gun hayatimin en kotu gecesini yasadim. Oluyordum ve bunun sorumlusu bendim!

Ertesi gun annem beni hastaneye goturdu ve kalbime holter taktilar. Annem de bana hep ayni soruyu soruyordu:" o 40 kiloluk anoreksik kiz sana zayiflama hapi verdi mi?" ben de aglayarak ve yemin ederek hayir diyordum.

24 saat boyunca holterle dolastim. Daha orta 2 deydim! Ve yanlis insanlar yuzunden sagligim gitmisti,arada benim de aptalligim var tabii. Okula holterle gittim ve annem cikartmaya gelene kadar oyle dolastim. O sirada annem anoreksik kizin annesiyle konusmus. Kiz ertesi gun benden ozur diledi (artik arkadas degiliz cunku o kotu bir insan) ve zaten zayif oldugumu daha fazla vermememi soyledi. 2 ay sonra sagligim yerien geldi ama kontrole gitmem ve tekrar holter takmam gerekliydi. O ara yine diyete baslamistim ama bu daha saglikliydi.

O ikinci randevu ise benim aglamama neden oldu. Kendim icin degil,yanimdaki kiz icin. Benim yaslarimda ve benden uzun ama 10 kilo daha zayif bir kiz oturuyordu yanimda. Babasi oldugunu dusundugum adam obezdi. Ve kiz olecek gibiydi. Holter icin bekliyormus. Takilirken iceriden konusmalari duydum. Hemsire ona yememe hastaligina tutuldum degil mi? diye sordu ve kiz evet dedi. Kiz disari cikarken cok sinirim bozuldu ve halime sukrettim. Dua da ediyordum ayni anda iyiki boyle degilim diye. Sonra bana sira geldi ve takilirken icinden bir ses bana:". Su haline bak shanti! Daha 13 yasindasin ve kalbin yuzunden makinelere baglaniyorsun! Neden kendine bunu yapiyorsun? Buyuyunce bunlari mi hatirlayacaksin?"
Bu icimdeki sesin sorusundan sonra o gun hic yemedigim kadar cok yedim yemegimi.

Ertesi gun ise holteri cikartip sonuclari gormeye gittik annemle. O da ne? Yine ayni kiz! Agladigi belli cunku gozleri sismis. Babasi da agliyor sanirim. Cunku adamin da gozleri islak. Bizden once sonuclari gormeye gittiler. Sonuclari beklerken akrabalari geldi kizin. O sirada kiz ortadan kayboldu. Bir saat oldu,iki saat oldu kiz yok! Sonra babasi akrabalarinin yanina gitti. Nerede sorularina anjiyo yapiliyor diye cevap verdi babasi. Hepsi aglamaya basladi o anda. Ben de kendimi zor tuttum aglamamak icin. Sonra benim sonuclarim icin gidince biz annemle birbirimizin ellerini simsiki tutuyorduk. Peki ne oldu? Kalp atislarim 65 e yukselmis ve bu cok iyiymis! Annem rahatlamis agliyordu. Ben de sadece guluyordum. Ama icimden o kiza ne oldu diye soruyordum.

Suan hala o kizi dusunuyorum. Sagligi nasil?oldu mu yoksa yasiyor mu? Adini bile bilmiyorum kizin ama sunu biliyorum ki o kiz o gun orada olmasaydi ben yine ac yasamaya devam edecektim!

14 Eylül 2012 Cuma

Biraz halimden bahsedeyim size;)

Belki soylemisimdir size okulumun 12 sinde acildigini. Eger soylemediysem de simdi ogrendiniz:) Evet!Shanti artik liseli oldu. Anneme gore lise okul yillarinin gectigi en guzel ve eglenceli donem,bazilarina gore ise en fazla calisilmasi gereken sacma sapan bir donem. Daha sadece 3 gundur liseli oldugum icin ben pek yorum yapamayacagim bu konuda. Ama ilk izlenimlerim lisenin muhtesem oldugunu soyluyor. Biliyorsunuz ki ben Fransiz Lisesini kazandim ve artik her gun Beyoglu,Cihangir ve Taksimi gorebilcem. Okulum Beyoglu Alman Hastanesinin hemen arkasinda. Onceki yazilarimda dedigim gibi adi Sainte Pulcherie.

Okul konusuna daha sonra tekrar deginecem. Peki ya okul disinda neler oldu bana?oncelikle bu pazartesiye kadar 3 gun boyunca cok abur cubur yedim ve spor yaptigim icin kilo cok almadim. (birkac gram oynadi tarti) sali ve carsamba gunu biraz dikkat ettim ve kilo verdim. Ancak persembe gunu cok yedim ve bugun de dikkat etmedim yedigime ve olcuyu kacirdim. Cumartesi ce pazar gunu dikkatli beslenecegim. Pazartesi gunu okulum Macka Parkinda bir program ayarlamis. Bol bol abur cubur olacak gibi gorunuyor. Ancak sali gununden itibaren okul hayatina kesin girmis oluyorum ve hayatim duzene giriyor. Duzenli hayat olunca kilo verebiliyor,kendime dikkat edebiliyorum. Ayrica okulda iki tane kantin var. Biri fast food digeri de ev yemegi servis ediyor. Sanirim ben ev yemegine takilirim kilo almamak icin.

Spor olarak suan haftanin 3-4 gunu 1 saat yurumeye calisiyorum. Babama ne kadar pilates diye yalvarsam da suan onu cok ikna edemiyorum. :) (ona buradan duyurulur!)

Kitabimi soracak olursaniz boyutunu minicik yaptirmayi dusunuyorum kitabin. Sanki cep sozlugu gibi. Suan sadece 52 sayfa yazabildim ve basarabilirsem 100 48 sayfa daha yazacagim:) ancak ilham gelmiyor bir turlu! Anneliese i dusunuyorum,benim hayatimla onun hayatini karsilastiriyorum,onun hobileri,benim hobilerim vs. Ancak hala aklima birsey gelmiyor ve bu da beni sinirlendiriyor! Acaba ilham bankasi diye birsey var midir? Gider beynime 1 kilo ilham yukletirim.

Kitap yazacagimi cok kisiye soylemedim. Ailem,takipcilerim ve cok sevdigim arkadasim Hazel biliyor sadece:) size daha once Hazel dan bahsettim mi bilmiyorum ama onunla kisa bir suredir tanisiyor olsam da en yakin arkadasim oldu diyebilirim. Cunku sanki ayni beyne sahipmis gibi her seyimiz ayni! :)

Bu arada farkettim ki 1 haftadir bloguma yazmamisim. Herhalde bu yil bu kadar arayla yazabilecegim. Simdi izin verirseniz disiplinle dolu Fransiz odevlerimi yapacagim:))

9 Eylül 2012 Pazar

Temel beslenmem(Kirmizi Palet icin) :)

Bir onceki yazimda size benim diyet gecmisimden bahsetmistim ve bir ara anoreksiyaya dogru gittigimi soylemistim. Anoreksiya hastaligina yakalanan Isabelle in trajik yasamini da ornek olarak gostermistim.

Yorumlara bakinca beni dusunen bir suru okuyucum oldugunu anladim(sizi seviyorum:)). Hepsi bu kadar kafama takmamam gerektigini belli etmis bana:)

Kirmizi Palet adindaki okuyucum,vejeteryan olmanin bu yasta biraz riskli oldugunu dusundugunu yazmis bana. Tabiiki kotu bir niyetle yazmamis bunlari hatta o kadar dusunceli ve insanca dusuncesini yazmis ki cok memnun oldum.
Cunku vejeteryan oldugumu bilen insanlarin %99 u bana ilk olarak "aaaaa olur mu? Sen ergenlik cagindasin. " veya " cok zararli,iyi boyun kisa kalsin senin. " diyor. Buna ailem de dahil. Tabiiki yorumlara acigimdir ama oyle insanlar oluyor ki 3 saatlik yuruyusten sonra bitkinim desem hemen vejeteryanliga bagliyorlar olayi. Oysa hic alakasi yok. Bazilari ise vejeteryanligi dikkat cekmeye calistigim icin sectigimi,vejeteryanlarin ac yasadigini soyleyecek kadar aptal oluyorlar. Vejeteryanlik bilincli bir sekilde olununca eskisinden daha bile saglikli oluyor insan. Ama eger bilincsizsen ve vejeteryanlik hakkinda birsey okumadiysan hastaneye kadar yolun var demektir. Ne var ki ben hastanelik falan olmadim. Cunku ben olmadan once beslenme stili hakkinda yazilar,kitaplar okudum ve uzun bir suredir vejeteryan olan insanlara danistim. Zaten deniz urunlerini yedigim icin bu is bana cok zor gelmedi.

Kirmizi Palet icin temel beslenme planimi yazmak istedim. Tabiiki arada 3 gunluk 5 gunluk duzensizlikler oluyor ama genel olarak bu listeye uyuyorum.
Ayrica bu liste benim metabolizma hizima gore yapilmis bir listedir. Kilo vermek istedigmde sekeri ve ekmegi kesiyorum veya listeden 100 kalori indiriyorum. Neyse,ben listeyi uazayim siz yorumlarinizi birakin:)

Sabah:

2 dilim cavdar ekmegi ve 4 yemek kasigi lor peyniriyle domatesli tost.
1 kasik pekmez
Veya
4 kasik yulaf ezmesi
5 kasik yogurt
1 kasik pekmez
Veya
Menemen
1 kasik pekmez
(iki gunde bir kahvaltima haslanmis yumurta ekliyorum)

Ara: 1 meyve (1. Kahvaltiyi yaparsam bu arayi atliyorum)

Oglen:

6 kasik sebze yemegi
1 kase yogurt veya yagsiz salata
1 meyve

Ara:
1 bardak light sut

Aksam:

1 tatli kasigi yag ile salata
(domates,marul,salatalik,1 kasik misir)
Uzerine
4 kasik kurubaklagil/80 gram ton baligi(koyarsam salataya yag koymuyorum)/1 kibrit kutusu az yagli peynir/sabah yemediysem 1 yumurta

Gece:
1 meyve
1 bardak light sut

Dedigim gibi,normal listem boyle ama bazen 1 hafta bile olcuyu kacirabiliyorum cunku arkadaslar,gezmeler derken insan bazen kendini tatlilarin icinde buluyor. :)Haftanin iki gunu pilates yapacagim bu sene. Daha pilatese yazilmadigim icin haftanin 3 gunu 40 ar dakika yuruyorum simdilik.

7 Eylül 2012 Cuma

Aynadaki sisko yoksa ben miyim?

12 eylule cok az kaldi. Okulum acilacak,dersler baslayacak ve duzenli hayata tam olarak gececegim. Okul uniformalarimi coktan aldim bile.

Tabii ki Fransiz liselerinin kiyafetler konusunda cok kati kurallari var. Mesela ayakkabilar tamamiyle soyah olacak ve minicik bir yeri bile baska renk olmayacak,siyah diz alti corap giyilecek(kisin bile!) ve elbiseler duzgun ve utulu olmali her zaman. Ilginc olan ise aksesuarlara ve saca o kadar kural koymamislar. Saclar sadece pasakli bir gorunumden uzak olmali onun disinda acik birakilabilir,aksesuarlar ise tek renk kupe,ufak bir kolye veya bilezik takmakta bir sakinca yok.

Peki bu 10 gunluk yeminim ne oldu?
Tam 5 gundur kendimi tutuyor ve abur cubur yemiyorum. Ancak bu on gunluk yemini 8 gune indirmem gerekli. Cunku arkadasim pazartesi bize yatiya geliyor(okul kutlama partisi gibi oldu benim icin:)) ve dogal olarak ikimizde o gun istedigimizi yemek istiyoruz. Hatta ilk once donutlar aliriz da yeriz birlikte diye dusunduk:) sonra benim 10 gunluk yeminimi hatirladi ve "hadi be shanti! Bir gun yersin daha sonra iki gun yine devam edersin yedigine. " dedi. Tabii ben de hemen onayladim:). Sanirim artik neyi nasil yemem gerektigini anladim. Iki sene onceye bakinca gercekten buyuk bir ilerleme var yemek duzenimde. Peki neydi benim hikayem?

On iki yasindayken 56 kiloydum. Yanimda dolasan sopa gibi kizlara ozeniyordum. Ancak buna ragmen abur cubura ve tembellige devam ediyordum. Obez degildim cunku boyum 1.56 ydi. Ama balik etliydim ve sanki 17 yasinda gibi gorunuyordum. O senenin yazinda karar verdim kilo vermeye ve 3 ayda alti kilo verdim saglikli bir yasami secerek. Kisin ise 48 kiloya indim ama 49 kilo olunca artik sinirleniyordum. Nedeni ne miydi?Yalnis insanlarla tanistim. 38 kilo olup kendini sisko goren bir kiz ve anormal yiyip bana da yemeye zorlayan 40 kiloluk bir sirikla takiliyordum. O 38 kilo olan bana sanki obezmisim gibi bakar ve hep kilo konusundan bahsederdi. Arkadasligimiz kilo konusu uzerine kuruluydu. Bir de ikizi vardi onun ama
o siska degildi oyle ve yemeyi severdi. Ancak benden fazla yese de zayifti. On uc yasindayken o somestr tatilinde sok diyetlere basladim. Sadece yesil salatayla besleniyordum. O zaman saclarim dokulmeye,kalp atislarim yavaslamaya basladi. Tam 5 kilo vermis ve 43 kilo olmustum. Aynada kendimi hala sisman goruyordum ve daha az yemeye basliyordum. 100 gram alinca aglama krizlerine giriyordum. En sonunda annem bir gun cok uzgun bir sekilde yanima geldi ve "Su haline bak Shanti! Resmen intihar ediyorsun! Kalp atislarin zayiflamaya basladi. Lutfen yapma boyle!" dedi. O gun cok onemli bir karar aldim ve yemeye basladim. Saglikli bir sekilde iki kilo aldim. Ama daha sonradan tarti bozuldu bizim evde ve tarti her gun beni az gostermeye basladi. Ben de hemen fazla yemeye basladim ve yazin basinda 50 kilo oldum!sonra yine ac gezmeler,sporlar... Ama bu sefer sagligim cok bozulmadi. Sadece metabolizmam halloldu ve tam 6 ay once anladim neyi nasil yiyecegimi. Cunku bir diyetisyene gittim ve bana uzuuuun uzun anlatti herseyi.


Ancak ben o yesil salata gunlerimden sansli kurtuldum. Suan halume sukrediyorum cunku Isabelle Caro gibi olabilirdim.

Isabelle 1982 de Marsilya dogumlu genc bir kizdi. Genc bir kizdi cunku oldugunde henuz 28 yasindaydi ve annesi onun hep kucuk kalmasini istiyordu. Zaten fazla genc bir kiloda oldu. Oldugunde sadece 33 kiloydu ve 165 boyundaydi.

Cocuklugunun tam bir kabus oldugu apacik ortada. Annesi onu dogdugu andan itibaren anormal derecede benimsedi. Onun hep kucuk kalip birlikte yasamalarini,her zaman kucucuk bir kiz olarak kalmasini istiyordu. Bunu o kadar benimsedi ki kizinin hep boyunu olcuyor,onu minicik bir kiz gibi giydiriyor ve buyumesini engellemek icin yedigine,ictigine hatta disaridaki hayatina bile karisiyordu. Isabelle nin anlattigina gore ise annesi bir yerden acik havanin cocugun buyumesine katki sagladigini duyup kizini okula bile gondermemis. Isabelle in disari cikmasi kesinlikle yasakti. Yani dogustan bir hapis hayati!
Isabelle in boyu uzadiginda veya kilo aldiginda annesi cok uzuluyor ve annesinin uzuldugunu goren Isabelle ise daha da uzuluyormus. Annesinin onu dunyada tek seven insan oldugunu dusunen Isabelle buyuyunce annesinin sevgisini kaybedecegini dusunmus ve 12 iki yasindayken anoreksiya hastaligina yakalanmis. Gunde 2 parca cikolata ve 5 misir gevregi tanesiyle yasiyormus artik. Zayiflamis,zayiflamis ve 16 yasinda hastaneye kaldirilmis.
Daha sonra ise evden ayrilma zamani geldiginde ozgurlugun verdigi mutlulukla kilo almaya ve guzellesmeye baslamis. Kilosu yine azmis ama eskisine nazaran daha iyiymis. Ancak manken ajansinin sagliksiz gorunumunden dolayi onunla calismayi reddetmesi ve insanlarla yasadigi problemler onu yine anoreksiyanin kapisina suruklemis. Artik 165 lik boya 20 kiloymus! Aynaya her bakisinda ise kendini sisman ve cirkin goruyormus.

Bir gun bir telefon gelmis. Italyan bir fotografci anoreksiya hastaligi ile ilgili bir reklam icin Isabelle den ona poz vermesini istemis. Isabelle bari baska insanlar bu hastaliga yakalanmasin diye teklifi kabul etmis. Verdigi ciplak pozlarla herkes onu tanimis ve ona destek olmaya calismislar. Isabelle destekcileriyle birlikte 33 kiloya kadar cikabilmis.

Ancak saglik sorunlari hala devam ediyormus ve 2010 da solunum yolu rahatsizliklari yuzunden hastaneye kaldirilmis. Kasim ayinda ise hayata gozlerini yummus. Basta annesi olmak uzere ebeveynleri yikilmis ve hemen bosanma karari almislar(adam hakli. Sonucta kadinin hirsi yuzinden kizindan oldu). 1 ay boyunca Isabelle nin vucuduna yaptiklari onca sevgi iskencesinden sonra tum destekcilerine olum haberini vermisler. Oldukten ancak bir ay sonra cenaze isleri hallolmus. Ancak bu cenazeden sonra bir de Isabelle in annesinin crnazesi kalkmis. Cunku annesi kizinin olumune sebep oldugunu dusunup depresyona girmis. En sonunda ise dayanamayip intihar etmis.

Bir kisinin hirsi bir aileye maloldu.

Onun disinda Isabelle icin cok uzildum ve bu hikayeyi okuduktan sonra halime sukrettim.

2 Eylül 2012 Pazar

1. Round benim icin basliyor:)

Belki beni okuyanlar bu cumleyi 100 kere duymustur:Liseye basliyorum ve cok heyecanliyim.

Ama inanin yazmadan duramiyorum bu cumleyi:)) hatta elimde olsa duvarlarimin uzerine veya suratima yazacagim. Hatta onu da birakin liseye baslayacagimi tum dunyaya mesaj mi atsam diye sacma sapan dusunmeye basladim! Anormal derecede mutlu ve enerjik hissediyorum kendimi! Oraya buraya zipliyor,sarki soyluyor ve dans ediyorum( pek basarili bir dansci olmasam da:D) cok mutluyum kisacasi!

Peki hangi liseye girdim? Size uzuuuun uzun anlatmak istiyorum bunu.
Dame de sion asil tercihimdi benim aslinda. Hem okulun din degistiren bir rahip tarafindan kurulmasi hem de ismi cok ilgincti ve bu da orayi kazanmam icin cildirmami sagliyordu. Ama puan bir turlu inmiyordu! 4 puancik kalmisti aramizda ama puan inmek istemiyordu! Tabii benim cok sinirim bozuldu agladim zirladim once nasil giremem diye,nasil Sainte Pulcherie ye girerim diye. Aslinda puanin inmesini sakince beklemem gerekliydi. Neyse, puanimin tuttugu bir okul olunca gittik once SP ye on kayit yaptirmaya. O sirada okulu gezdik ve okul hakkinda konustuk.
Peki ne oldu? Okuldan ciktigimda sanki biri bana sihir yapti. Cunku okula resmen asik olmustum. Hem bohem bir yer olan Cihangir de hem Beyoglu nun arka sokagi hem Taksim hem de Nisantasina yuruyerek 5 dakika! Daha ne olsun? En ilginc olani ise 3 senedir Dame de Sion Dame de Sion diye tutturan Shanti bir anda Dame de Sion u unuttu ve yerine Sainte Pulcherie yi koydu. Daha sonra kesin kayit hakki kazandigini ogrendim ve tabii mutluluktan aglamaya ve dans etmeye basladim!
Kaydimi okula yaptirdim ama hala Dame de Sion un puaninin dusmesini bekliyorum. Gerci dusecek gibi degil,dusse bile millet kaydini cekmeyi dusunmuyor. Ama olsun! Ben burada yani Sainte Pulcherie m de cooooook mutlu olacagima eminim.

10 eylul de bir tanisma gunu var. Daha sonra ise 12 sinde okul aciliyor. Ben de tanisma gunu icin halamdan elbise istedim Amerikadan ama beni 0 beden sanan halam 1 beden kucuk kiyafet alamsin mi bana! Guzelim elbiseyi giymeye calisirken az daha yirtiliyordu. Ama herhalde 1-2 kilo verirsem elbisenin icine girerim. Aslinda elbise oluyor ama fermuari en ustlere dogru kapanmayi birakiyor. Gerci bu ara biraz da fazla tuzlu beslendim ve yediklerim de siskinlik yapmis olabilir. Size daha once yapacagim programdan ornek menuyu ve kurallari yazmistim ama daha ilginc bir sey oldu. Onumuzdeki 10 gun boyunca abur cubur yemeyecegime yemin ettim. Cips,seker,cikolata,pizza(tam tahil pizzasi ancak) yasak 10 gun boyunca! Aslinda 1 aylik diyet uygulayacagim. Suan 1 ayin 1/3 unu yapmaya basliyorum. 12 eylulde 1/3 unu tamalamis olacagim. Hedefim 2 kilo vermek.

Bu arada bu seneki planlarimdan bahsedecegim size diger yazimda. Ama suan yazmayi birakmaliyim cunku saat 2 olmak uzere. İyi geceler!

1 Eylül 2012 Cumartesi

1 ayda neydim ne olucam?

Uzun zamandir diyet konusu acmamistim size. Ama iki gun once tartidaki rakami gordukten sonra acmanin zamaninin geldigini anladim. Cunku 50 kilo oldum! Tam 4 kilo ! Boyumu olctugumde ise 165 oldugumu gordum. Boyuma gore kilom iyi aslinda ama kalcalarim buyumeye basladi. Ben de bir ay boyunca saglikli bir diyete baslamayi planladim. 1 aylik planim su olacak:

-haftanin 3 gunu 40 ar dakika disarida yuruyus yapacagim.
- kisin haftanin 2 gunu pilates yapacagim.
-haftanin bir gunu istedigim seyi yiyecegim.
-ekmek hic yemeyecegim.
-sebze,meyve agirlikli beslenecegim.
- gunde iki bardak sut icecegim ve 2 gunde 1 yumurta yiyecegim.

Ornek menum vejeteryanlar icin yaptigim menu gibi olacak. Haydi bakalim! 1 ayda ne olacagim! 3 eylulde basliyorum ve her hafta size bilgi verecegim.

30 Ağustos 2012 Perşembe

Saglikli bir kis mevsimi gecirmek icin beslenme onerileri(vejeteryanlar icin)



Vejeteryanlarin en buyuk sorunlarindan biri de kis mevsimidir. Cunku eger bilincsizce bir vejeteryan programi uyguluyorsa insan o zaman kansizlik ceker ve bu da soguktan korunmayi zorlastirir. Bu mevsimde vejeteryanlar yediklerine dikkat etmeli ve hangi besinleri yiyecegini bilmeli. İste vejeteryanlara kisin kendini koruma onerileri:

-her sabah bir kasik pekmez icin. Ozellikle keciboynuzu pekmezi cok sagliklidir. Demir almanizi saglar.

-Kis sebze meyvelerini bol bol tuketin. Ozellikle demir ve C vitamini icerenlerini. C vitamini ihtiyacinizi turuncgillerden ve demiri ispanaktan alabilirsiniz.

- Haftanin iki gunu kurubaklagil yemeye calisin. Cunku bu sizin bitkisel protein kaynaginizdir. Bunlari salatanizda veya baska bir sekilde yiyebilirsiniz.

- Bol bol kalsiyum tuketmeye ozen gosterin. Eger vegansaniz soya sutu icebilir lacto ovo ysaniz tum sut urunlerinden tuketebilirsiniz. Ozellikle buyume caginda olanlar buraya dikkat etsin!

- Yesillikleri sakin unutmayin. Iclerindeki folik asit sizin beyin gelisiminize katkida bulunur.

-Muz magnezyum ve potasyum acisindan zengin bir meyvedir. Her gun bir tane yemeye calisin.

- Ceviz sizin bitkisel omega 3 kaynaginizdir. Her gun 2 tane yiyin.

- bagisikliginizi guclu tutmak icin zararli yiyeceklerden kacinin. Ozellikle sekerden. Onun yerine pekmez,bal,meyve yiyebilirsiniz. Eger birakamiyorsaniz gunde 3 parca bitter cikolata yiyebilirsiniz. Yani gunluk sekerinizi bitter cikolatadan alirsiniz.

- firindan alacaginiz tam tahilli ekmeklerden 4 dilim yemek B12 vitamini almanizi saglar. Ama ekmek yerine yulaf ta yiyebilirsiniz. Daha sagliklidir.

- hergun yumurta yemeyi ihmal etmeyin.

- haftanin 3 gunu 30 ar dakikalik spor formunuzu korumak icin yeterli olacaktir.


Ornek vejeteryan beslenme menusu(1400-1450 kalorilik)

Sabah( 326 kcal)

4 kasik yulaf ezmesi
5 kasik yogurt
1 kasik pekmez
1 haslanmis yumurta veya yagsiz omlet(2 gunde 1)

Ara(60 kcal)

3 adet kuru erik/kayisi

Oglen (440 kcal)

Az yagli salata
Sebze yemegi
Meyve

Ara (250 ml 88 kcal)

Light sut

Aksam( 285 kcal)

Domates,salatalik ve marullu salata
Ton baligi(1/2 konserve)/kuru baklagil(4 kasik)/yumurta(eger ton baligi koymazsaniz 1 cay kasigi yag koyabilirsiniz:))

Gece( 158kcal)

1 meyve 1 light sut

25 Ağustos 2012 Cumartesi

Adalet ve Hukuk?!

Simdi buyuk ihtimalle hangi konuya deginecegimi biliyorsunuzdur. Eger bilmiyorsaniz size birkac sozcukle ipucu vereyim: Norvec,nazi,cani ve 77 masum insan.

Evet! Gecen seneki su Norvec suikastinden bahsediyorum size. Gecen sene pis bir nazinin cikip 77 masum insanin yasama hakkini almasindan bahsediyorum da diyebilirim. Bazilariniz suan " Ah! Evet oyle bir seyler olmustu ne oldu sonra o herife?" diye soruyorsunuzdur. Ne mi oldu? Aptal hukuk sisteminin gelisi guzel verdigi kararlarla baskalarinin-ki bu baskalari dedigim 77 kisi yani ciddi bir rakam-yasama hakkini alan adam(arasinda 16 yasinda bir Turk kizi da vardi.) sadece 21 yil hapis cezasina carptirildi!
Bu haberi okudugum anda resmen herife kufur etmeye basladim! Aslinda ona degil 21 yil hapis cezasi veren kisilere kufur etmem gerekirdi.

Aslinda neden bu kadar sasirdigima sasirdim daha sonradan. Cunku hukuk dedikleri sey aslinda o kadar da adaletli degil. Ornek verecek olursam uzun zaman once ulkemizde Z.U. adli bir kadin ortada hicbir neden yokken hayatinda ilk defa gordugu bir adami oldurmustu ve sadece para cezasi vermis ve kurtulmustu. Bu ne ya? Sanki trafik cezasi aldi. Bu degil de benim en cok sasirdigim sey Amerika da dolandiricilik yapan bir is adami 110 yil hapis cezasi ( ki adam elli kusur yasinda) alirken Norvec te 77 kisiyi olduren bir cani sadece 21 yil hapis cezasi aliyor. Bundan iki sonuc cikartabiliyoruz: Birincisi Norveclilerin sinir bozucu bir medeniyete sahip olduklari ve ikincisi hukuk kurallarinin anormal adaletsiz davrandigi!

Birinci sonucta "neden ki? Medeniyet guzeldir. " diyebilirsiniz bana.
Tamam, medeniyet iyidir ama kararinda iyidir. Norveclilerin medeniyet dedigi ise tam bir sacmaliktir! Cunku 77 kisiyi olduren bir adama normalde omur boyu hapis cezasi vermeleri gerekirken 21 yil hapis cezasi vermek sacmaliktan baska birsey degildir. Ayrica olenlerden biri de Kraliyet Ailesinin bir uyesiydi. İdama normalde karsiyimdir ama boyle bir durumda bu adama ya idam en hafifte omur boyu hapis cezasi verilmesi gerekliydi.

Bir ara hukuk okumak istiyordum ama dunyada Hukuk Kurallari adalet bulundurmadigi olmadigi surece okumayi dusunmuyorum ve kimseye de onermiyorum!

19 Ağustos 2012 Pazar

Annemden bana oneriler: Daha mutlu,daha rahat,daha dogal bir hayat icin bazi dersler

Benim yazilarimi takip edenler bilir bu sene liseye basladigimi. Tabiiki cok heyecanliyim. Bu heyecanim hem liseye baslayacagim icin hem de hangi liseye girecegim hakkinda kesin bir fikrim olmadigi icin var. Aslinda tek heyecanli olan ben degilim kayit konusunda. Hatta ailem benden daha bile heyacanli diyebilirim size:D. Cunku bu siralar kayit isleri icin cok ugrasmamiz gerekli. İlk onkayitta puanim hicbir yeri tutmadi. (bu arada yabanci lise istiyorum. ) simdi ikinci onkayitlari bekleyip puanimin tuttugu ilk liseye onkaydimi yaptircaz. İstedigim lisenin(dame de sion) puani duser dusmez de hemen oraya kayit yaptircam. Hizli olmamiz gerek yoksa baskasi kayit yaptirabilir ve ben acikta kalabilirim.

Bu liseye gecme heyecanim ise bir cocugun birinci sinifa gecip kendini kocaman hissetmesi gibi birsey! Cok dogru bir ornek verdim gercekten cunku kendimi birinci sinifa gececek bir cocuk gibi hissediyorum. Cunku baska bir okul demek yeni bir sayfa demek ve ben yeni sayfalar acmayi severim:D. Kim sevmez ki aslinda yeni sayfalari? Yani dusununce yeni insanlarla tanismak,yeni tecrubeler edinmek,yeni ortamlar gormek insani hayata hazirliyor. Annem bu liseli olma heyecanimi anlamis olmali ki bana cok guzel oneriler verdi. O kadar guzeldi ki,onerileri anlatmasi sadece 20 dakikasini alsa da benim hayatim boyunca unutamayacagim onerilerdi. Tabii ki sizinle de paylasmam gerektigini dusundum. İste dunyanin en dogal ve kendi gibi olan kadinindan oneriler:

1- En ama en onemli sey kendin olmaktir. İnsan kendi olmayinca ve baskasinin veya olmak istemedigi insanin hareketlerini yapinca yasamak nedir ki?

2- Sakin birinin sevgisini kazanmak icin baskasinin tum dediklerine eyvallah deme! Cunku bu insanlar gercekte seni kullaniyor olabilir. Hatta bazilari vardir ki bir kere hayir dersin onlara seni hemen atarlar hayatlarindan. Gercekten onemli bir sey varsa eyvallah dersin. Ama sen kimseni kolesi olmak zorunda degilsin!

3- Defosuz insan yoktur. İnsanlara hep iyi yonleriyle bak. Ufak hatalarini onemseme. Buna en iyi ornek Zulfu Livaneli dir. Onun en buyuk kahramanlari Nazim Hikmet ve Picasso ymus. Ama onlarin da defolu yani kusurlu oldugunu biliyormus. Nazim Hikmet harika bir yazarmis ama ogluna hic ilgi gostermezmis. Ama yinede ogluna inanilmaz duygusal bir siir yazmis. Picasso ise inanilmaz tablolar yapsa da karisini aldatabilecek kadar ahlaksizmis ki hem karisina hem de metresine tablolar yapmis. Ama yinede ikisine de tablo yapacak kadar romantikmis.

4- Seni oldugun gibi seven kisilerle tanis ve kimse icin baskasi gibi davranma. Cunku biri icin kendini degistirince diger insanlar senden uzaklasir. Bu sefer sen zavalli duruma dusersin. Seni oldugun gibi sevmiyorlar mi? O zaman onlar kaybeder.

5- Hep gulumsemen ve susman gerekmez. Cunku herkese gulumsersen ve hic konusmazsan bu sefer seni yine yapmacik bulurlar. Bildigin bir konu acilinca sohbet edersen insanlar senin kendine guvenin oldugunu dusunur. Hem herkese gulumsersen cici bici aptal gibi de gorunebilirsin. Asik suratli da olma sadece sen ol!

6- Dunyanin en iyi insani olmak zorunda degilsin. Cunku sen peygamber degilsin! Herkese iyi davranman gerekmez. Kotu de davranma kimseye ama duruma gore gerektigi gibi davran.

7- Bol bol kitap oku. Cunku kitaplar dunyayi tanimak icin en guzel yontemdir. Bu sayede sohbet konun artar.

8- Hazir cevap bir insan olmayi yasadikca ogreneceksin. Cunku insanlar bazi seyler yasadikca deneyim kazanir.

9- Ezik-ustun diye kimseyi ayirma kimseye oyle davranma. Maddi durum olarak,basari olarak herkes tipa tip ayni olmak zorunda degil. Ama hepimiz insanizdir. Bu yuzden karsindaki kisi ister basbakan olsun ister evsiz her zaman ikisinede ayni sekilde konus.

10- Kimseyi kafana cok takma. Hayatindan bir suru insan gelip gececek. Bazilarini belki bir daha asla goremeyeceksin. Sonucta hayat devam ediyor. Bu yuzden sen hayatini yasamaya bak. Boyle kucuk ayrintilari kadanda buyutme. ;)

Otto Amcama

Sevgili Otto Amca,

Bu mektubu kizina yazdigim mektuplar gibi saklamak zorundayim cunku cennete giden bir postaci tanimiyorum.

Aslinda bu bir tesekkur mektubu. Ama bugun yeni evin cennete tasinmanin da 32. Yil donumuymus. Seni ozledik. Seni gormesem bile ozledim. Cunku sen benim koruyucu melegimle tanismami sagladin. Malesef seninle tanismak kismet olmadi ama yinede ben senin iyi biri oldugunu ve cennette melek olmayi hakettigini biliyorum. Sen iyi bir baba,iyi bir arkadas,zeki bir insan ve en onemlisi ise kendinle birlikte 7 kisiyi saklayacak kadar iyi niyetli bir insandin.
Belki iki sene saklanabildiniz ama yinede elinizden geleni yaptiniz siz. Senin hayattan kopmamaniz icin yaptigin planlar(dersler vermen,kitaplar okutman v.b.) beni cok etkilemisti. Saklandiginiz yerde olsaydim ve insanlarla cok anlasamasaydim sinir krizleri gecirirdim. Ama sen o kadar zeki bir insanmissin ki herkesi idare etmeyi,herkesin bir seyler yapip kafa dagitmasi gerektigini dusunmussun. Senin sayende Anne gunlugune yazacak birseyler bulmus ve sen de mesajini butun dunyaya iletebilmissin. Kitabi okuyup begenen hayranlarinin hepsinin mektuplarina cevap yazman ise senin en cok begendigim yanlarindan biridir. Hatta bir ara keske daha fazla kalsaydi yanimizda da ben de mektup yazsaydim ve hayatimi degistirdigi icin ona tesekkur etseydim diye dusindum ben. Ama 91 yasinda cennete tasinmissin. Bu yizden 122 yasinda kadar burada kalman biraz zor olabilirdi senin icin. Ama suan kizlarin Margot ve Anne in hem de sevgili esin Edith in yanindasin. Hatta suan daha buyuk bir ailesiniz cunku yaninda en sadik calisanlarin ve kader arkadaslarin da var. Ne kadar mutlu oldugunu biliyorum. Suan Jacque ve Hannah ve Anne in kuzeni disinda mektuplasacak biri yok. Umarim burada daha uzun kalirlar ve bol bol mektuplasiriz.

Neyse,daha cok konusmak isterdim seninle ama ailenle zaman gecirmeni istiyorum. Bu yuzden artik yazmayi birakmaliyim. Senden tek bir ricam var o da Anneliese e onu cok sevdigimi ve her zaman melegim olacagina inanmasini soyle. Hayatimi degistirdigin ve Anne ile tanismami sagladigin icin tesekkur ederim Otto amca. Nur icinde yat.

13 Ağustos 2012 Pazartesi

Simdi az karbonhidrat yuksek protein zamani!

Uzun zamandir bloga beslenme konusunda birseyler yazmadim. O yuzden bu ararlar bu yazi boslugunu kapatmak icin hep bu konuya deginmeyi dusunuyorum.

Oncelikle size yaptigim aptalliklardan bahsedecegim. Son iki haftadir beslenmem bir felaket. Bazen hic birsey yemeyip abur cubura saldiriyorum bazense detoks yapcam deyip yemiyorum. Boylece de metabolizmami mahvediyorum. Peki bu beslenme beni nasil etkiledi? Soyle anlatayim size: son birkac gundur geriliyor,uyuyamiyor ve enerjimin dustugunu hissediyorum. Bu beni cok uzuyor ve rahatsiz ediyor. Dun gece bunu iyice dusundum ve yeter! Dedim. Bu ara cok karbonhidrat aliyorsun Shanti,birak kiloyu boyun ne olacak ya metabolizman? Diye sordum kendime. Hakliydim. Cunku bu beslenme benim sagligimi tehdit ediyordu. Proteini bu ara unutmustum(ki bir vejeteryan icin protein altin degerindedir) ve kendimi cok cirkin hissediyorumdur. Normalde tam bir otoburumdur ama onu bile yememeye baslamistim. Sadece abur cubur. Tabii ki iki kilo aldim bu yuzden. Ayrica bacaklarim daha bu yasta selulitlenmeye basliyordu. Evet! Kesinlikle onlem alinmaliydi.

Peki ne yaptim? Evde her gun 35 dakika 2 ser kiloluk dumble larimla egzersiz yapmaya basladim. İlk iki gun yemegim yine ayniydi ama egzersizle idare etmeye calistim. Ucuncu gun kesin kararlar aldim. Sekeri unutmaya calisacaktim. Ekmegi,hamuru kesecek karbonhidrati dogru tuketecektim. Ayrica en az haftanin dort gunu egzersizimi yapacaktim. Ay bugun bozayim pazartesi baslarim gibi haftasonu mazeretlerini unutacaktim.

Bu sabah cok kararli bir sekilde kalktim ve bir bardak su ile basladim kahvaltiya. Daha sonra 3 tane yumurtayla yagsiz omlet ve 4 ince dilim tost kasari(pinarin dikdortgen) yedim. Bu beni oglene kadar tuttu. O sirada dumble egzersizine tekrar basladim. Az sonra aciktim ve bir kase yogurt yedim. Aksam direk yemegime basladim. Yemekte ton balikli peynirli salata tedim koca bir kase. Gunluk karbonhidratimi da 10 tane minik acti fry patatesle aldim. Daha sonra kardesimle ceviz ve kuru kayisi yedik herhalde 10 yarim ceviz ve 6 tane kadar kuru kayisi yemisimdir. Gece tekrar aciktim ve bir minik kutu tam yagli sut ve daha sonra bir kase yogurt yedim yine. Bence bugun cok iyi beslendim. Yarin daha da iyi beslenecegim.

11 Ağustos 2012 Cumartesi

Greenpeace için

Bugun sizden bir yardim istiyorum. Size iki tane greenpeace kampanya sayfami verecegim ve lutfen hergun girmeye calisin hatta kendi sayfalarinizla destek verin.

İlk olarak baliklar ile ilgili olan kampanyayi size tanitacagim.
Bu kampanya baliklarin fazla avlanmasini ve neslinin tukenmesini engellemek icin baslatildi. Kampanyaya uye olduktan sonra size bir balik veriyorlar. İlk once en kucuk balik hamsi ile basliyorsun kampanyaya. Her buyuttugun baliktan sonra baska bir balik buyutmen gerek. Mesela benim suan 8 balik daha buyutmem gerekiyor. Nasil buyutecegin konusuna gelirsek sayfana ne kadar cok kisi girerse o kadar cok buyuyor baligin. Size kendi baligimin adresini verecegim. Suan buyumekte olan bir hamsi :)
http://rising.savethearctic.org/tr/polar-bear/501c5eddfc4d390002000e95


İkinci kampanya ise kutuplarla ilgili.
Buzullarimizin son 30 yilda %75 i erimis durumda. Malesef bu durumun sorumlusu biziz. Endustriyel balikcilik,savaslar(en nefret ettigim. Lanet olsun Hitler!) ve petrol aramalari kutuplarda yasayan hayvan doslarimizin yuvalarini tehdit ediyor. Bunun icin harekete gecmemiz gerekiyor. Eger benimle aybi fikirdeyseniz yapmaniz gereken kampanyaya uye olup kendi kutup dostunuzu secmek. Benimki bir kutup ayisi ve adi shanti ayni benim gibi :D suan daha bebek ama sizin de desteginiz ve sayfama tiklamanizla buyuyecek ve kocaman bir kutup ayisi olacak. Ergen bir ayi olmasi icin 35 tiklamaya daha ihtiyac var. Size onun web sayfasini veriyorum. Buradan hem onun buyumesine hem de kampanyaya destek olmus olursunuz ve uye olarak shanti ve diger canlilara yeni bir arkadas kazandirirsiniz:D

http://rising.savethearctic.org/tr/polar-bear/501c5eddfc4d390002000e95

6 Ağustos 2012 Pazartesi

Bu hastalik onlarin tercihi degil!

Size progeria hastaligindan bahsedecegim. Belki cocugunuz bilmiyordur bu hastaligi ama soyle tarif edebilirim:halk dilinde erken yaslanma hastaligi olarak biliniyor yani 10 yasindaki bir cocuk 70 yasinda gibi gorunuyor bu hastalikla. Genelde bu genetik hastaliga yakalananlar 12-13 yil yasiyorlar. Hatta bazen aylikken oluyorlar!:(

Turkiye de bu hastaliga yakalanan su ana kadar bir tane insan var. Onu hepimiz Kanadi Kirik Melek adli kitabindan tanidik. Evet! Burcu Korkmaz progeria hastaligina takalanmis bir genc kiz. Daha 18 yasindayken hayata gozlerini yumdu. Kalp yetmezligi vardi Burcunun. Zaten genelde progeria hastalari kalp yetmezligi gibi sorunlardan oluyorlar. 8 milyonda bir gorulen bir hastaliga yakalanip gencecik bir yasta olmek.. Ne aci!

Dunyada progeria hastasi olan bir suru cocuk var daha. En cok taninanlarindan biri ise Adelia Rose adinda 5 yasindaki minik kiz. Annesinin onun icin actigi bir fan sayfasi car Facebookta ve oraya fotograflarini koyuyor. Genelde hep suslu kiyafetler giymis ve sevimli pozlar vermis sekilde goruyoruz onu. Ancak bazi insanlar bunu alay konusi yapmis ve bu kadar insanliktan cikmalari beni gercekten uzuyor. Bazilari onun dis gorunusuyle alay ediyorlar,bazilari onun kendilerinden unlu oldugunu dusunup kufrediyorlar ha bir de baska hastalara neden ilgi gostermiyorsunuz diye kiziyorlar! Bu cok cok cok ayip ve uzucu. O daha 5 yasinda ve ailesi bu sayfayi ve resimleri onun ozguvenini yerine getirmek icin yapmislar! Onun tercihi degil bu! Ailesi onu dusundugu icin bu kadar sevimli resimler cekiyorlar ve internete koyuyorlar. Hatta annesi kizi kendini farkli hissetmesin diye kendi saclarini kazitmis. Iste annelik budur! Eger Adelia veya baska bir progeria hastasi sizin kardesiniz olsaydi siz de aynisini yapmaz miydiniz? Ayrica bu sayfanin diger amaci da progeria hastasi diger cocuklara da tepki cekmek icindi. Adelia kendi sayfasini acarak hastaligi tanitti ve diger hasta cocuklarin da taninmasini sagladi.


Asagida Adelia Rose un resmi var. Bunlari soylemekte ne kadar hakli oldugumu goreceksiniz. O gozler nasil pozitif bakiyor oyle. Burcu da oyleydi. Onu taniyanlar her zaman Allah a sukrettigini ve hep pozitif oldugunu soylemisler.

4 Ağustos 2012 Cumartesi

Saklanmanin sonu:((

68 yil once bugun Anne Frank ve kader arkadaslari saklandiklari yerde yakalandilar ve toplama kampi maceralari orada basladi. :(

Evlerine gelen SS subayi onlara hazirlanmalari icin 5 dakika verdi sadece. Ayrica Anne hatira defterini ve yazmakta oldugu kitabinin sayfalarini alamadigi icin daha da uzuldu. Ama Miep Gies( dunyanin en iyi insanlarindan biriydi bence. ) yani babasinin sekreteri ve onlari koruyan 4 kisiden biri gunlugu hemen aldi ve hic bakmadan masasinda bir cekmeceye kaldirdi. 1-1.5 sene kadar orada sakladi gunlugu. Anne in yasamayacagi kesinlestiginde ise babasina gunlugu verdi. Anneliese in gunlugunun kitap haline gelme seruveni ise o gun basladi. (cok uzucu ama her sey birbirine baglanmis durumda :( )

En acisiysa yakalanmadan kisa bir sure once kurtulmanin kesin oldugunu dusunmeleriydi. O gun Anne gunlugune aynen boyle yazmisti:

Cok sevgili Kitty,
İngiliz radyosu saat 12 de hakli olarak bugun D gunu dedi. This is the day. Cikartma basladi.
Bu sabah sekizdeingilizler Calais,Boulogne,Le Havre ve Cherbourg ile Pas de Calais(hep oldugu gibi) uzerine agir bombardiman haberi verdiler. Ayrica isgal altinda kiyidan 35 Km ye kadar olan bolgede yasayan insanlarabolgenin bombalanacagi haberi verildi ve onlem almalari istendi. İngilizler eger olanak bulursa bir saat onceden havadan bildiri kagitlari atacaklar.
Alman haberlerine gore İngiliz parasitcu birlikleri Fransiz sahillerine indiler.BBC ise "İngiliz cikartma gemileri Alman kuzey kuvvetleriyle savasiyor" dedi.

Arka evde saat dokuzda Kahvaltida verieln karar:"bu iki yil once Dieppe de oldugu gibi deneme cikartmasi. ". Saat onda Almanca,Flamanca,Fransizca ve diger dillerde yapilan yayinda cikartma basladi diyor. Yani bu gercek bir cikartma. İngiliz radyosu Almanca olarak saat on birdr : baskomutan general Dwight Eisenhower in konusmasi.

İngiliz radyosu,İngilizce olarak saat on iki de :generalin Fransiz halkina yaptigi konusmada:sert carpismalar olacak simdi,ama ardindan zafer gunu gelecek. 1944 tam bir zafer yili olacaktir,sansiniz acik olsun!

İngiliz radyosu İngilizce olarak saat birde:11000 ucak gorevde ve araliksiz ucarak,birlikleri indiriyorlar ve hattin gerisini bombalandirmaktalar. 4000 cikarma tasiti ve kucuk gemiler hic durmaksizin Cherbourg ve Le Havre arasinda demir atiyor ve karaya cikiyorlar. İngiliz ve Amerikan birlikleri agir cardismalara girmis bulunmaktalar. Gerbandy Belcika baskani, Nirvec krali Haakon,Fransa dan De Gaulle,İngiltere krali ve her seydrn once Churchill radyoda konustular.

Arka evde buyuk heyecan yasaniyor. Uzun zamandir yolunu gozledigimiz kurtulus simdi gercekten o kadar yakin mi uzerinde surekli konusulan bir gun gerceklesebilmesi sanki bir masal gibi ve cok guzel olan kurtulus.

Bu yil 1944 yili bize zaferi armagan edecek mi? Henuz bilmiyoruz;ama bu umit bizi yasatiyor,bizi tekrar cesaretlendiriyor ce tekrar guclu kiliyor. Cunku ancak cesaretle buyuk korkularimiza,yokluklara ve acilara dayanmaliyiz. Simdi asil onemlisi sakin ve sabirla bekleyebilmek,avaz avaz bagirmaktansa disimizi sikmaliyiz. Cektikleri sikintilari ancak Fransizlar,ruslar,italyanlar,almanlar haykirabilirler,ama bizim buna hakkimiz yok!

Kitty, cikartmanin da guzel yani,dostlarin yaklasiyor olmasinin verdigi duygu. Bu korkunc almanlar bize uzun zamandir baski yaptilar ve bicagi girtlagimiza dayadilar,bu yuzden dostlar ve kurtulus bizim icin herseydir. Simdi artik almanlar sadece Yahudileri degil Hollandalilari ve isgal altinda olan butun Avrupayi ilgilendirir. Margot belki benim Eylul veya Ekimde yine okula baslayabilecegimi soyledi.
Dostun Anne Marie Frank
Not:seni en yeni haberlerle bilgilendirecegim!gece ve sabah erken saatlerde,Alman mevzilerine havadan ici saman doldurulmus bebekler ve vitrin bebekleri indiriliyor. Bunlar yere deger degmez patliyorlardi. Bu arada cok sayida parasutcu birlikleri de iniyorlardi. Dikkat cekmemek icin siyah boyayla boyanmislardi. Kiyi seridine gece 5 milyon kilo bomba atildiktan sonra,sabah altida ilk gemilerle cikartma yapildi. Bu gun 20000 savas ucagi gorevdeydi. Cikartma sirasinda Alman sahil bataryasi kendiliginden bozukmus zaten kucuk bir kopru basi tesis edilmis. Hava kotu olsa da her sey iyi gidiyor. Hem ordu hem de ulus ikisi de bir "istek ve bir umut."
-6 haziran 1944